Edebiyatımızın, şiirimizin güçlü isimlerinden İbrahim Tenekeci, Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde Cumartesi günleri yine edebiyatımızın ve fikriyatımızın önemli isimlerini yazmaya devam ediyor.
Ahmet Murat'ı, Tarık Tufan'ı yazan İbrahim Tenekeci şimdi de İbrahim Paşalı'yı yazdı.
İbrahim Paşalı'dan alıp veremediğim, başlıklı yazıya Tenekeci şöyle başlıyor:
'İnsanları kaderleri karşılaştırır, karakterleri yakınlaştırır, kararları anlaştırır.' Böyle söyleniyor.
Dönüp bakıyorum: İbrahim Paşalı'yla 'karşılaşalı' tam yirmi yıl olmuş. 1993, Kardelen dergisi.
Sezai Karakoç, 'kaderin üstünde bir kader vardır' der. Süheyl Ünver'in 'yüksek kader' dediği şey, belki de budur. Yirmili yaşların başında tanışan bu iki insan, bugün, aynı dergi, gazete ve yayınevindeler.
Paşalı'yla ilgili düşünürken, notlar alırken, ilk şunu fark ediyorum: İyi günlerimizde, birbirimizin yanında hiç olmamışız. Ne güzel.
Söylemem gereken bir diğer husus da, Paşalı'nın neredeyse hiç değişmemesi, ilk gün nasılsa, hep öyle kalmasıdır. Vefa duygusu, yolculuğu boyunca, ona eşlik etmiştir.
Bana öyle geliyor ki, insanın kendisine alışması, dünyaya alışmasından daha zor. Diyebilirim ki, İbrahim Paşalı, hâlâ kendisine alışamamıştır ve bu, kesinlikle iyi bir şeydir.
Bu tarihi yazının tamamı için:
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/Ibrahim_Tenekeci/ibrahim-pasalidan-alip-veremedigim/35811